George
Roger Waters (d. 6 Eylül 1943, Great Bookham,
Surrey), İngiliz müzisyen ve besteci. Pink Floyd grubunun solisti ve
bas gitaristi olarak tanınmaktadır.
Daha çocuk yaşta babası Eric Fletcher
Waters'ı savaşta kaybetti. Bu onun tüm hayatını etkiledi. The Final Cut
albümünü babasına adadı. Askeri okuldan kovuldu ve nükleer silahsızlanma
konusunda mücadele veren bir gençlik kolunun (en:Campaign for Nuclear Disarmament)
lideri konumuna geldi. Daha sonra mimarlık eğitimi için Cambridge'den ayrılarak
Londra'daki The Regent Street Polytechnic'e girdi. Nick Mason ve Richard Wright
ile burada tanıştı. The T-Set ve The Screaming Abdabs gibi ünlü topluluklarla
çalıştılar. Roger Waters, Syd Barret'in gruptan ayrılmasıyla birlikte, grup
liderliğini üstlenmiştir. Bunu, kendisinin bir adım ilerleyerek değil de, diğer
grup elemanlarının neredeyse geriye çekilmeleriyle gerçekleştiğini söylemiştir.
The Wall albümü sırasında grup üyeleriyle birçok tartışma yaşar.Bazı şarkılarda
Richard Wright'ın çalmamasını istemiştir ve Nick Mason'u da sıkça nasıl çalması
gerektiği konusunda yönlendirmiştir. Bu tartışmalar The Final Cut'ın yapımı
sırasında Richard Wright'ın gruptan ayrılmasına neden olmuş, bu yüzden albümün
"sound"u diğer Pink Floyd albümlerine göre sönük kalmıştır. Gruptan
ayrılmadan önce Pink Floyd The Wall filminin yapımında çalışır, fakat onun da
her ne kadar başarılı bir yönetmen tarafından yönetilmiş de olsa, başarılı bir
filmden ziyade, bir "video klip" gibi olduğunu düşünür.
1985'te Pink Floyd’dan ayrıldı ancak parlak
lirik zekası ile gruba damgasını vurdu. Bugün bile birçok kişi için Pink Floyd
denilince akla gelenler Roger Waters ve grubun Dark Side of the Moon'da birçok
şarkıdaki vokalleri ve müthiş gitarıyla David Gilmour'dur. Roger Waters 1983'te
" The Pros and Cons of Hitchhiking" isimli bir albüm çıkardı. Bu
albüm The Wall'ın ve The Final Cut'ın bir devamı olarak görülür. Albümdeki
şarkılar bir rüya gibi anlatılmıştır. Bu albümde Eric Clapton, Roger Waters'a
grubun solo gitaristi olarak eşlik eder. Yıllar 1987'i gösterdiğinde ise Roger
Waters Radio K.A.O.S isimli albümünü çıkarır. Bu albüm diğer albümleri kadar
ilgi çekmez; fakat "The Tide is Turning" isimli şarkı albümün
geneline damgasını vurur ve hayranlar tarafından çok sevilir. Roger Waters
1988'de ise Etienne Roda-Gil ile Fransız Devrimini anlatan bir opera olan Ca
Ira üzerinde çalışmaya başlar. Bu opera son halini 2005'te alacaktır. 1990'da
ise Berlin Duvarı'nın yıkılmasını takiben Roger Waters Berlin'de The Wall'ın
tamamını büyük bir orkestra eşliğinde icra eder. 1992'de ise uzun süredir
beklenen Amused to Death isimli albümünü piyasaya sürer. Bu albüm birçok
eleştirmen ve hayran tarafından Roger Waters'ın en iyi solo albümü kabul
edilir. Bu albümde Roger Waters'a Jeff Beck, John Patituci, Andy
Fairwather-Low, Michael Kamen gibi ünlü müzisyenler eşlik eder. Yıllar 2003'ü
gösterdiğinde Roger Waters İnternet üzerinden To Kill The Child ve Leaving
Beirut isimli iki parça yayınlar. Bu parçalar George Bush ve Tony Blair
hükumetini ciddi bir biçimde eleştirmektedir. 2005'te ise Ca Ira tamamlanarak
piyasaya sürülür ve Roma'da sahnelenir.
20 Haziran 2006'da ise Kuruçeşme Arena, İstanbul'da
bir konser vermiş ve Dark Side of The Moon albümünün tamamını canlı çalmıştır. Roger
Waters 4 Ağustos 2013'te İstanbul İTÜ Stadyumunda bir konser vermiş ve
"The Wall" albümünün tamamını canlı çalmıştır.
ALBÜMLERİ
: